Mümkün oldukça güneş banyosu yapın. Başlangıçta 20-30 dakikayı aşmayın ve başınız her zaman gölgede güneşten korunmalı. Kendinizi “kötü” hissettiğiniz günleri, yani yoğun boşaltım günlerini serin yerlerde geçirin.
Vücudunuz arındıkça, güneş banyolarından daha da çok zevk alacak ve daha uzun süre kalabileceksiniz. Ayrıca, bir süre sonra sıcağa karşı eskisinden daha dayanıklı olduğunuzu fark edeceksiniz. Güneş banyosundan hemen sonra, kısa, serin bir duş almak veya soğuk suya daldırdığınız bir bezle vücudunuzu ovmak size çok iyi gelecektir.
Güneşlenmek, görünmeyen kirleri mükemmel bir şekilde çıkarır. Cildi gençleştirir ve ipek gibi yumuşak olmasını sağlar. Ayrıca doğal bir kahverengiye dönüştürür. Bizim ırkımızın insanlarının, doğuştan itibaren ne kadar hasta oldukları derilerinin beyaz renginden de belli oluyor zaten. Mukuslu akyuvarları kalıtım yoluyla miras alıyorlar: Beyaz renk, “ölümün rengi”…
Güneş banyosu sırasında tüm giysiler çıkarılması gerektiği için bahçenizde veya çatıda meraklı gözlerden uzak, rahatlıkla uzanabileceğiniz küçük bir çardak veya benzeri bir mekan yapılması uygun olur. Medeniyetin giysileri, insanların temiz hava ve güneş ışınının hayat verici gücünden yararlanmasını olanaksızlaştırmıştır ki bu güç, sağlık ve mutluluğun temel taşıdır. Güneşin vücuda nüfuz eden direkt ışınları, insan baterisi için gerekli olan elektriği, enerjiyi ve yaşam gücünü verir. Bu ışınlar, aynı zamanda yaşam gücünü, kuvveti ve üreme gücünü yeniler.
