Eşitlik ve Özgürlük Birbiriyle Çelişkili Değildir

0
749

Dünyayı karıştıran en önemli sorunlardan biri adına eşitlik adı verilen sorundur. Bir anlamda eşitlik diye bir şey yoktur, çünkü hepimiz farklı yeteneklere sahibiz. Bizim eşitlik dediğimiz zaman anlatmak istediğimiz şey, herkese eşit davranılmasıdır. Örneğin okulda başöğretmenin, öğretmenlerin, öteki okul görevlilerinin hepsinin bir görevi vardır. Ama bazı görevlilerin ötekilerden daha büyük bir mevkii vardır. Mevki sahibi kimseler saygı görür, çünkü mevki yanında gücü ve otoriteyi de birlikte getirir. Mevki sahibi kimseler başkalarına ne yapması, ne yapmaması gerektiğini söyleyebilirler, birilerini işten çıkarıp arkadaşlarını ya da akrabalarını işe alabilirler. Öyleyse hangi görev, görev sahibine mevki kazandırır? Ama biz bu mevki sorununu ve onunla birlikte güçlülük, etkinlik, başkalarına yarar sağlamak gibi durumları aradan çıkarırsak, görev konusu çok farklı ve basit bir anlam kazanacaktır. O zaman o kimse ister başbakan, vali, ahçı ya da yoksul bir öğretmen olsun hepsi aynı saygıyı görecektir, çünkü bu görevlilerin hepsi de farklı ama gerekli bir görev yapmaktadırlar.

Eğer okullardaki görevlilerden, gücün, mevkiin verdiği otoriteyi, şu “Ben başöğretmenim, ben önemli bir kimseyim” duygusunu kaldırırsak ne olacağını hiç düşündünüz mü? O zaman hepiniz tam anlamıyla değişik bir ortamda yaşayacaktınız. Yukarılık, aşağılık anlamında bir otorite olmayacaktı, büyüklük, küçüklük de olmayacaktı. İşte o zaman özgürlük olacaktı. Okulda böyle bir ortam yaratılabilmesi son derece önemlidir. Bu içinde sevgi olan bir özgürlük ortamıdır. Herkesin kendini son derece güvenli hissettiği bir ortamdır, çünkü güven kendinizi rahat, huzur içinde hissettiğiniz zaman, korku duymadığınız zaman ortaya çıkar. Eğer babanız anneniz, büyükbabanız büyükanneniz size durmadan ne yapmanız gerektiğini söylüyor, böylece kendinize güveninizi engelliyorlarsa, sizin giderek kendi başınıza bir şey yapmanız için gereken kendinize olan güveninizi yitirmenize neden oluyorlarsa, siz kendi evinizde rahat olabilir misiniz? Yaşınız büyüdükçe kendi kendinizle tartışmayı, bir şeyin doğru olduğunu keşfettiğiniz zaman doğru bildiğiniz yoldan gitmeyi başarabilmelisiniz. Doğru bildiğiniz yoldan gitmek size acı ve ıstırap getirse de, size para kaybına ve daha birçok şeyin kaybına mal olsa da bütün bunlar doğru bildiğiniz şeyi yapmanıza engel olmamalı. Daha henüz siz gençken doğru olduğunu bildiğiniz şeyi yaparken kendinizi bütünüyle rahat ve güven içinde hissetmelisiniz.

Gençlerin çoğu güvensizlik duyuyorlar, çünkü onlar korkuyorlar. Büyüklerinden korkuyorlar, öğretmenlerinden, annelerinden, babalarından korkuyorlar, onun için hiçbir zaman rahat değiller. Ama siz bir kez kendinizi rahat hissedince garip bir şey oluyor. Odanıza gidip, kapınızı kilitleyip yalnız başınıza kalınca, orada size ne yapmanız gerektiğini söyleyecek hiç kimse olmadığından kendinizi tam olarak güven içinde hissediyorsunuz. O zaman zihninizde bir açılım oluyor, anlamaya, gelişmeye başlıyorsunuz. Sizin zihninizin açılmasında, gelişmesinde başlıca görev okulun olmalı, değil mi? Eğer okul bu işlevini yapamıyorsa, ona okul adını verebilir miyiz?

Bir yerde kendinizi rahat, huzur içinde, güven içinde hissediyorsanız, yenik düşmemiş, şunu ya da bunu yapmak zorunda bırakılmamışsanız, huysuzluk yapmayacak, huzursuzluk çıkartmayacaksınız. Mutlu olduğunuz zaman başkalarını incitmek, şunu bunu kırıp dökmek içinizden gelmeyecektir. Öyle değil mi? Ama öğrencileri mutlu etmek son derece güçtür. Çünkü çocuk okula geldiği zaman başöğretmenin, öğretmenin ve diğer okul görevlilerinin onu bir şeyler yapmaya zorlayacağını, itip kakacağını biliyor, bunun için de korkarak geliyor.

Çoğunuz mevkie, makama saygı duyacak biçimde eğitildiğiniz ailelerden, okullardan geliyorsunuz. Babanızın, annenizin bir mevkii var, başöğretmenin bir mevkii var. Onun için siz okula mevkie saygı ve mevki sahibi olanlardan korku duyarak geliyorsunuz.

Oysa biz okulda gerçek bir özgürlük havası yaratmalıyız. Bu da ancak mevki olmadan görev olunca, yani eşitlik duygusu olunca olabilir. Gerçek anlamda eğitimin asıl konusu sizin canlı, duyarlı, uyanık insanlar olmanıza yardımcı olmaktır, korkusuz, mevkie değil de insana saygı duyan bir kimse olarak yetişmenize katkıda bulunmaktır.

KaynakKrişnamurti, 'İç Özgürlük'
kumdakiayakizleri
Bilgeliği doğrudan yaşamak, onun hakkında bir şeyler bilmekten daha önemlidir.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir


YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz