Bencil Bekir Efendi

0
1290

Padişah Sultan Mahmud zamanında, İstanbul’da bir adam yaşarmış. Ama bu adam öyle bencil, öyle kıskanç, öyle kendisini düşünür bir kişiymiş ki, bu konuda meşhur olmuş. Bencil Bekir Efendi deyince, tanımayan yokmuş adamı. Yani anlayacağınız, tam müzmin bir bencillik hastası…

Artık, bir bencillik örneği anlatılacaksa, Bekir Efendi hemen hatırlanır ve “Bencil Bekir Efendi gibi” denir olmuş…

Bencil Bekir Efendi’nin ünü, gitgide padişaha kadar ulaşmış. Padişah da merak etmiş; adı bencile çıkan adamı görmek istemiş.

Bekir Efendi’ye padişahın geleceği haber verilmiş. Sevinmiş tabii ve hemen elinden geldiğince hazırlıklar yapmış. Padişah gelmiş… Hem Bekir Efendi’nin terbiyesini hem de hazırlıklarını beğenmiş. Güzel sohbetler olmuş ve kalkıp gideceği zaman yaklaşmış. Ama hep düşünüyormuş, “Niçin bencil adını takmışlar bu adama?.. Halbuki ne kadar da iyi biri!” diye… Padişah onu denemek istemiş ve adet olduğu üzere demiş ki:

“Bekir Efendi! Sağ olasın, seni sevdim. Şimdi dile benden ne dilersen… Köşk mü, para mı, at mı, araba mı? Ne istersen yapacağım. Lakin bir şartım var. İstediğin şeyi sana mutlaka vereceğim; ancak bu yan tarafta oturan komşuna senin istediğinin iki katını vereceğim.”

Bekir Efendi, buruk bir sevinç içinde düşünmüş, taşınmış ve bir türlü depreşen bencilliğinden kurtulamamış. Komşusunun daha büyük bir zarara uğraması için kendisi bir felaketi göze alarak demiş ki:

“Padişahım, benim bir gözümü çıkarttır!”

Böylece, komşusunun iki gözünün çıkartılması için tek gözünü feda etmeye razı olmuş.

KaynakCevdet Kılıç, 'Bilgelik Hikayeleri'
Avatar
Alem ancak ilimle anlaşılabilir. İlim arttıkça da alemler değişir ve çoğalır. İşte biz bu ayrı ayrı alemleri süratle bir noktada toplayabildiğimizde insan oluruz.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir


YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz