Yaşayan İnsanlar İçin Canlı Besinler

0
1611

Eğer “ölü besin” ölümü hızlandırıyorsa, o zaman “canlı besinler” de aksine hayatı uzatır. Bu yüzden detoks sürecinde sadece canlı yiyecekler tüketilmelidir. Dr. E.V. McCullum şöyle tavsiye ediyor: “Bozulmayacak veya çürümeyecek hiçbir şey yemeyin, fakat bunlar gerçekleşmeden tüketin!” Bu, kimyasal koruyucularla, yapay aromalarla, sentetik boyalarla ve doğal olmayan katkılarla üretilmiş, işlenmiş, paketlenmiş ve ayrıca yüksek oranda rafine edilmiş, radyasyona maruz bırakılmış ve genetik olarak değiştirilmiş her şey hariç anlamına gelmektedir. Bu tür besinler sadece tek bir amaçla üretilirler: ürünün raf ömrünü uzatmak. Tüketicinin ömrüne hiçbir katkıları yoktur.

Ölü besinlerden kaçınmanın bir yolu, günlük diyetinizin yüzde 40-50’sini çiğ veya çok az pişmiş besinlerden oluşturmaktır. Taze ve az pişmiş besinler sadece taze olarak ve içlerinde yaşamın gerekli elementlerini barındırdıklarında yenebilirler; bu doğal tazelik ve canlılık, yapay aromalar, kimyasal koruyucular veya işlenmiş gıdaların üretiminde kullanılan diğer katkı maddeleri ile taklit edilemez. Canlı çiğ besinler, işlenmiş ölü gıdalar tarafından sindirim yolunda oluşturulan atıl toksik enkazdan kurtulmak için gerekli aktif enzimleri ve iz elementlerini sağlarlar ve taze lifleri ile bu çöplerin bağırsaklardaki hareketlerini kolaylaştırarak atılımlarına yardımcı olurlar.

Yediğiniz besinlerde yaşam olduğundan – dolayısıyla sizin vücudunuzda da – emin olmanın diğer bir yolu ise MSG (Mono Sodyum Glütamat) ve besin değeri olmayan diğer katkılar gibi tatlandırıcı maddeler, kimyasal koruyucular ve boya maddesi ihtiva eden yiyecekleri diyetinizden tamamen çıkarmaktır. Bazılarının karsinojen olduğu bilinen binlerce toksik kimyasal, çöp yiyecekler, fast-food ve kolay yiyeceklerin üretiminde sıkça kullanılmaktadır. Tüm bu sentetik katkılar aşırı düzeyde asit oluşturucudur ve dokularda atılımı çok zor olan toksik kalıntılar bırakırlar. Bu pestisit, herbisit ve kimyasal gübre kullanılarak üretilen taze ürünler için de geçerlidir; bunlar da asidoz ve kan zehirlenmesine sebep olur. Organik gıdalar pahalı ve temini zordur ama bu, zehir barındırmayan canlı doğal gıdalar tüketmek adına gösterilecek çabaya değer. Eğer organik gıdalar bütçenizi zorluyor ise çözüm, daha küçük miktarlarda satın almaktır. Bu gıdalardan daha az miktarlarda tüketseniz bile vücudunuza diğerlerinden daha fazla besin sağlamış olursunuz.

Ölü besinler listesindeki en son fakat aynı derecede önemli madde ise, diyetinizden kesinlikle çıkartmanız gereken “sahtekarlar”dır: Bunlar süpermarket raflarında gözünüze çarpmak için bekleyen, rengarenk ambalajlı, gerçek besinlere sağlıklı alternatifler olduğu iddia edilen, yapay ikame gıdalardır. Bunların arasında en kötüleri margarinler, sütsüz kremalar ve tüm diğer hidrojenleştirilmiş sebze yağlarından üretilen ikame ürünler ve aynı zamanda sakarin, tatlandırıcılar gibi sentetik şeker alternatifleridir. Bunlar sadece ölü taklitler değildir, aynı zamanda yaşamı destekleyecek hiçbir şey içermedikleri gibi, insan metabolizmasını da yerle bir ederler. Bu yağ ve şeker ikame gıdaları aşırı derecede asit oluşturucu ve dokular için toksiktir, eğer fazla miktarlarda tüketilirlerse karsinojen olabilirler.

KaynakDaniel Reid, 'Detoks'
Avatar
Midelerimizi hayvan mezarlığı yapmayalım!

Bu yazılar da ilginizi çekebilir


YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz