Gidenler ve Kalanlar

0
584

Bu sabah sokakta parkeden büyük  kamyonun üstünde “Taşıma Hizmetleri” yazısını gördüm. Arada balkona çıkıp hava alırken peyderpey kamyona konulan eşyaları izliyordum. Hiç tanımadığım bir komşu hiç bilemeyeceğim biryere taşınıyor. Olabilir. Önce birşey hissetmedim.

Sonra sonra geçen saatler içerisinde bir hüzün çöktü içime. Bir evi, bir şehri, bir ülkeyi öylece bırakıp gitmek sadece birkaç saat sürüyor. Orada yaşamak, oraya bağlanmak, bağlanamamak belki seneler ama çekip gitmek en fazla sekiz saat.

Tabi bir de öncesi var. Gitmeye karar vermek ve toplanmak. Eşyaları tek tek paketlemek. Bazılarının senelerdir kullanılmadığını farketmek ama yine de vazgeçememek, bir kambur gibi sırtında taşımak. E anısı olan eşyalarımızı yanımızda taşımayacaksak yaşanmışlıkların ne anlamı var? Paketleme biter ve hazırsın. Acaba gerçekten hazır mısın? Gitmeden bilemeyeceksin. Gerçek bu.

O evde o mahallede o şehirde o ülkede yaşadın. Anıları topladın, eşyaları topladın. Peki senden geriye ne kalacak orada?

Seni tanımayanlar kapıda gördükleri kamyona bakıp “Acaba kim gidiyor? Nasıl gidebiliyor?” diye düşünecek. Kimisi de “Aman ne güzel gidiyor keşke ben de yapabilsem” diyecek. Kimisi “Kim acaba taşınan, neden gidiyor?” diye merak edecek, daha önce belli ki hiç dikkatini çekmemişsin. Kimisi “Asansör bari meşgul olmasa” diye homurdanacak. Kimisi üzülecek. Belki arada kahve içiyordunuz yada daha yakındınız çocuklarınız birlikte oynuyordu. Kimisi sırf günaydın yada iyi akşamlar demeye alışmıştı size-bu küçük alışkanlığın değişmesi çok zaman almaz. Ama en çok üzülenler, varlığınızdan ve paylaşabileceklerinizin olmasından mutlu olduğu halde buna hiç imkan bulamayanlar olacak. Siz yine de gideceksiniz öyle yada böyle iz bırakarak.  Kimseye bakmadan. Gitmek çıkmışsa bir kere bahtınıza. Kalmak imkansız.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir


YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz