Manastır Hayatı Nasıldır?

1
2546

Bir manastır (hayat düsturu olarak) yoksulluğu, iffeti, itaati (yani bir kimsenin kendi iradesini terk etmesini) benimsemiş ve birlikte yaşayarak bir ölçüde hayatın, varoluşun kendisini aydınlatmaya çalışan, ama bunu daha da ileri, keskin terk ediş ya da feragat durumuna kadar götüren kimselerin topluluğudur. Çünkü benzer görüşleri benimseyip aynı feragati gösterenlerin görüntüsü onların kararlılıklarını güçlendirir ve bu suretle teselli bulurlar. Belli sınırlar dahilinde bir arada yaşamanın dostluğu-yoldaşlığı insan doğasına uygundur ve birçok katı sınırlamalara-mahrumiyetlere rağmen masum bir rahatlamadır. Bu manastırlar hakkında aşırılıklardan arınmış anlayıştır. Ve kim söyleyebilir böyle bir topluluğun bir aptallar ve safdiller birlikteliği olduğunu? Benim ortaya koyduğum felsefe dışında her felsefe insanı bunu söylemeye mecbur eder.

Hakiki manastır hayatının iç ruhu ve anlamı genellikle çilecilik için de geçerli olduğu üzere bir insanın kendisini bizimkinden daha iyi bir hayata layık ve muktedir olarak tanıması ve bu kanaati bu dünyanın sunduklarını elinin tersiyle bir kenara iterek, onun bütün zevklerine zerrece kıymet vermeyerek ve şimdi, bir gün gelip çatacak ölüm saatini bir kurtuluş anı olarak karşılamak için, içi boş ayartıcılardan soyunmuş olan bu hayatın sonunu sükunet ve güven içinde bekleyerek güçlendirmesi ve muhafaza etmesidir. Çileciler de aynı eğilime ve anlama sahiptir, dolayısıyla Budacılardaki gibi onların da keşişleri vardır. Kuşkusuz hiçbir durumda uygulama teoriye manastır durumunda olduğu kadar uzak düşmez, bunun tek sebebi temel fikrinin bu denli yüce ve ulvi olmasıdır ve “en kötüsü iyinin istismarıdır.”

Hakiki bir keşiş saygıya fevkalade layık bir kimsedir, fakat çoğu durumda keşiş kukuletası bir maskeden ibarettir, maskeli balolardaki maskelerin arkasında ne kadar gerçek varsa onun arkasında da o kadar gerçek keşiş vardır.

KaynakArthur Schopenhauer, 'Hayatın Anlamı'
Avatar
Bilgeliği aramak bilgeliktir.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir


1 Yorum

  1. toplumun rotasının tersi olarak toplumun dışladığı hatta tiksindiği bir hayattır..hayatın savaş olduğunu dank edemeyen idraklerin kendi çukurunda boğulmalarının yadsıdığı ve küçümsediği bir başka boyutun kapısına geçiş olarak her günkü sırnaşlık aldanmışlık ve katl serisinin uzağına konumlanma iradesinin vücut bulması gerçekte birbirini tüketen ve kullanan çakalların küçük kafalarına sığmayacak bir enginlik ve sadelik düzleminde hayatın debdebesinden ve çıkmazlarından azade olmanın tanrısal iradesine sahip olabilmenin yedeğini yaratma arzusu olarak insanların gerçek kimliğinin ve doğasının sirayet edemeyeceği aşkınlığın içe dönüşü çevrilişi ve kapanışıyla devrin bitimi esasının hayat sürecinin tek çarkı olduğu bir arınma ve kurtuluşa erişme çizgisidir.Farklılığın kaosundan eşitliğin indirgenmiş istikbaline dönük alemlerin kısır yalama ve inkar artığı yapısının ayak basmadığı bir cenneti kurabilme imkanının ana omurgası ve devresidir.

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz