Otlarla İlgili Genel Bilgiler

0
1024

Yabani otlar bize doğanın armağanlarıdır. Düşünsenize, yol kenarında görüp bayıldığımız, çocukluğumuzda oyunlarımıza kattığımız, annelerimizin gençlik anılarında yer alan şurubun maddesi sevgili, kıpkırmızı gelincik tomurcuklanmadan önce yapraklarını sunuyor bize. Böreklerimize koyalım, kavurup yiyelim, bakliyatlarla pişirelim diye. O güzelim, gururlu ve mağrur dikenler körpeyken soframıza geliyorlar binbir tarifin içinde. Parkların, bahçelerin süsü ebegümeci, hindiba, karahindiba, turpotu, hardalotu gibi pek çok ot, insanlara lezzetli ve besleyici öğünler sunuyor. Üstelik oldukça ucuza. O kadar çok ot var ki, sofralarımızda yer verebileceğimiz…

İlk söylemek istediğim söz, bitkilerin nasıl ve nerelerden toplanması gerektiği. Köylerde yetişmiş pek çok kadın ve erkek çevresindeki yenen otları, bitkileri, mantarları tanır. Onlarla birlikte ot toplamaya çıktığınızda maharetlerine, gözlerinin keskinliğine inanamazsınız. Kısa sürede koca bir torbayı doldurup tutuştururlar elinize. Siz de bir sonraki sefer tek başınıza çıkıp toplamak istersiniz otları. Oysa onları toplamanın da yolu yordamı vardır.

Bir kere her ot yenmez. Egeli kadınlara “siz hangi otları yersiniz?” diye sorduğunuzda size “keçinin yediği her otu yeriz,” derler. Doğrudur da. Keçiler, hayvanların en akıllılarındandır ve ağızların tatlarına pek düşkündürler. En lezzetli otları ilk onlar keşfeder, yerler. Öyleyse bir keçinin peşine takılıp ot toplamanızda sakınca yok. Ancak bir bahar günü kırlara çıkıp da önceki hafta pazardan aldığınız ota benzettiğiniz bir otu toplamanız tehlikeli olabilir. Çünkü bazı otlar yediğimiz otlara çok benzemekle birlikte zehirli olabilirler. Ayrıca çiğken zehirli olup da işlemden geçirildikten sonra yenen (mesela İç Anadolu’da çok sevilen “nivik” zehirli bir ottur, ancak haşlandıktan sonra zehiri gider ve rahatlıkla yenebilir) bitkiler vardır ki bu da mutlaka bilinmesi gereken bir bilgidir. O nedenle çok iyi tanımadığınız, özelliklerinden çok emin olmadığınız bitkileri tek başına toplamamanızı öneririm. Bir bitkiyi çok iyi tanıdıysanız, nerelerde yetiştiğini biliyorsanız, özelliklerini öğrendiyseniz o zaman siz de uzmanlaşmışsınız demektir. Bitkilerle ilgili en önemli bilgi kaynağı Prof. Dr. Turhan Baytop’un yazdığı Türkçe Bitki Adları Sözlüğü ve Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi kitaplarıdır. Bu ve benzeri kitaplardan yenen otlarla, aromatik bitkiler ve yabani meyvelerle ilgili pek çok bilgi edinebilirsiniz.

Mantarlara gelince, sevgili Turgut Kut çok hoş aktarıyor: “Bütün mantarlar yenir, ancak bazıları sadece bir kere yenir!” Herhalde anladınız. Doğada pek çok zehirli mantar var ve mantar toplama işini uzmanlara bırakmak gerekiyor. Çeşitli pazarlarda değişik yabani mantarlar görürsünüz. Özellikle Ege ve Akdeniz’de çok yenen bir tür mantar olan “çintar” tehlikeli değildir, çok yaygın ve iyi tanınan bir mantardır. Onu rahatlıkla yiyebilirsiniz. Karadeniz Bölgesi de mantarlar açısından çok zengindir. Karadenizlilerin satış yaptığı pazarlarda bu mantarlara örnekler görebilirsiniz. Mantarların bazıları kurtludur, bu size itici gelebilir, ancak mantarları iyi tanıyanlar için bir mantarın kurtlu olması onun zehirli olmadığının en büyük göstergesidir.

KaynakTijen İnaltong, 'Bir Ot Masalı'
Avatar
Şifa, Doğa'dan gelir.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir


YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz