Rönesans Ne Zaman Başlamıştır?

0
7446

Yeniçağ’ı Ortaçağ’dan ayıran zaman sınırını kesin olarak belirlemek çok güç. Yeniçağ’ın başlangıcı üzerinde çok durulmuştur; bugüne değin inandırıcı bir yanıtı da bulunamamıştır; üzerlerinde en çok durulan 1453 (Türklerin İstanbul’u alması) ile 1517 (Reformasyon’un başlaması) yılları saymaca birer tarih olmaktan ileri geçemiyorlar. Bu sorunun kesin olarak çözülememesi de nedensiz değildir; çünkü tarihte “yeni”, için için olgunlaşan bir hazırlanmanın yemişidir. Hele kültür tarihinin enerjisi, örneğin bir siyasi tarihinkine göre, çok daha sürekli, çok daha dayanıklıdır. Bir devlet, hiç olmazsa dışarıdan bakıldığında, belli bir yılda yıkılıp ortadan çekilebilir; ama geçmiş, aşılmış düşünüşler, anılarda daha uzun zaman yaşamalarını sürdürürler. Siyasi tarihte hiç de seyrek olmayan hızlı ve temelli devrimleri kültür tarihinde pek bulamayız; burada “eski”den “yeni”ye geçiş, ne de olsa yavaş yavaş, derece derece olur. İşte bu yüzden kültür tarihinin dönemleri kesin olarak yıl sayılarıyla gösterilemiyor. Bu güçlük, Ortaçağ ile Yeniçağ’ın sınırlarını ayırmada özellikle var; çünkü Rönesans’ta Avrupa kültürü her alanında temelden değişmiş olmasına rağmen “eski”nin bitip “yeni”nin başladığı zaman noktasını bulmak pek güç; nereye baksak, başka başka koşullarla karşılaştığımızı görürüz; Ortaçağ ile Yeniçağ kategorilerini ayrı ayrı ülkelere uygulamayı istesek, başka başka sonuçlara varırız: Örneğin, belli bir yılda İtalya’nın Rönesans’ta epey bir yol almasına karşılık, Fransa, Almanya ya da İngiltere’de henüz ilk kımıldamaları buluruz. Ayrı ayrı kültür alanlarında da durum böyle: Sanat ve bilimde yeni anlayış ve görüşler hızla değişirken, ekonomik-politik yapıda belki de henüz ilk belirtiler görünmektedir. Üstelik “eski” ile “yeni”yi belirleyen kategorileri de bulmak bir sorun; bu kategorileri şöyle ya da böyle seçtiğimize göre zaman sınırı da değişir.

Rönesans’ın başlamasını zaman bakımından sınırlamada bu gibi güçlüklerle karşılaşıyoruz, ama Rönesans’ı hazırlayan gelişmenin gözle görülür bir hale geldiği bir döneme inmeyi deneyebiliriz, bunu da 14. yüzyılda bulabiliriz. Bu yüzyılda Ortaçağ hayatında büyük bir değişikliğin başladığı bir gerçektir. Nitekim 14. yüzyılda, bin yıla yakın bir zaman içinde Hıristiyan Avrupa’nın büyük bir kısmını büyük bir birlik içinde toplamış olan evrensel Ortaçağ devleti artık ayrı ayrı ulusal devletlere bölünmeye başlamıştır; orta sınıfın uyanan girişim ruhu ekonomide yeni yeni gelişmelere yol açmıştır; bunlar da kilisenin maddi gücünü sarsmış, sosyal yapıdaki kaymalar da derebeyliğin (feodalizmin) dayanaklarını ortadan kaldırmıştır; şehirli orta sınıfın (burjuva) yeni hayat görüşü, yaşamanın yeni biçimi, artık kiliseden yavaş yavaş kopmaya başlayan yeni bir eğilime yol açmıştır. İşte bunlar ve bu gibi gelişmeler, çeşitli kültür alanlarının kendilerini boyuna Ortaçağ yapısından sıyırmalarına neden olmuş, böylece de Batı ve Orta Avrupa kültürünün iç ve dış yapısını temelinden değiştirmişlerdir.

KaynakProf. Macit Gökberk,'Felsefe Tarihi'
Avatar
Bilgeliği doğrudan yaşamak, onun hakkında bir şeyler bilmekten daha önemlidir.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir


YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz